Dünyanın en yüksek noktasında insanların nasıl yaşadığını biliyor musunuz? Bahsettiğimiz yer, Peru’da And Dağları’ndaki “La Rinconada”. Burada yaşam, deniz seviyesinden neredeyse 5.000 metre yükseklikte, dünyanın en yüksek yerleşim yerinde sürüyor. Yüksekliği ve koşulları göz önüne alındığında burada yaşamak gerçekten olağanüstü bir deneyim olmalı! Hatta bu yerleşim o kadar yüksekte ki, “Şeytanın Cenneti” diye bir lakabı bile var.

Yaklaşık 50.000 kişinin yaşadığı La Rinconada’da hayat oldukça zor; temel altyapı eksikliği ilk göze çarpan şey. Burada su şebekesi, kanalizasyon ya da çöp toplama gibi hizmetler yok. Günlük yaşam malzemeleri ve yiyecekler bile daha düşük rakımlı bölgelerden getiriliyor. Elektrik bile ancak 2000’li yıllarda gelmiş. Buradaki insanlar, çoğunlukla altın madenciliği ile geçimlerini sağlıyor. Aslında burası 60 yıl kadar önce bir maden kampı olarak kurulmuş ve sonra büyümüş. Ancak, bu kadar yüksek irtifada yaşamak kolay değil; deniz seviyesindeki oksijen miktarının neredeyse yarısı burada yok.

Yüksek irtifaya alışık olmayan birinin burayı ziyaret ettiğinde, ne kadar zor nefes alabileceğini bir düşünün… Mesela, La Rinconada gibi bir yere giderseniz, ilk fark edeceğiniz şey nefes alma ve kalp atış hızınızın artması olacaktır! Kalbiniz ve ciğerleriniz, daha az oksijenle daha fazla çalışmak zorunda. La Rinconada’da bir nefeste aldığınız oksijen, deniz seviyesinde aldığınız bir nefese göre %60 daha az oksijen molekülü içeriyor. Bu, vücut için büyük bir stres nedeni! Yani, vücudunuz o yüksekliğe adapte olmaya çalışırken adeta sürekli olarak ekstra mesai yapar. Bazı insanlar, yüksek irtifa dağ hastalığı (AMS) diye bir rahatsızlık geliştirebilir. Baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkar; vücut adapte olmaya çalıştıkça bu belirtiler hafifleyebilir.
Peki La Rinconada halkı bu zorlu koşullara nasıl dayanıyor?
Yüksek irtifada yaşamaya adapte olabilmek için yıllar içinde vücutlarında bazı değişimler oluşmuş. Mesela, And Dağları’ndaki yerli halkın, kanlarındaki hemoglobin seviyesi daha fazla oksijen taşıyabilmek için artmış. Ama bunun bir bedeli var; yüksek hemoglobin kanın daha yoğun olmasına yol açıyor ve bu da kronik dağ hastalığı (CMS) dediğimiz bir durumun ortaya çıkmasına neden oluyor. CMS, uzun süre 3.000 metre ve üzerindeki yüksekliklerde yaşayan insanlarda görülüyor ve yorgunluk, nefes darlığı, eklem ağrısı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. La Rinconada’da yaşayan her dört kişiden birinin bu hastalıktan muzdarip olduğu tahmin ediliyor.

Bu arada, dünyanın başka bölgelerinde yüksek irtifada yaşayan insanlar da var, ama onların adapte olma şekli farklı. Mesela Tibet’te yaşayan halk, yüksek hemoglobin seviyelerine sahip değil. Bunun yerine, onların düşük oksijenli ortama uyum sağlama yolu farklı bir mekanizma ile olmuş. Tibetlilerde EPAS1 adı verilen bir gen var ve bu, kanlarındaki hemoglobin miktarını düşük tutarak kanın daha akışkan kalmasını sağlıyor. Bu genin, Denisovan adı verilen soyu tükenmiş bir insan türünden miras kaldığı düşünülüyor. İlginç olan, bu genin bazı And Dağları insanlarında da bulunduğu tespit edilmiş. Görünen o ki, farklı coğrafyalarda yaşayan topluluklar, binlerce yıllık evrimle kendi koşullarına en uygun adapte olma yollarını bulmuşlar. Bilim insanları, bu farklılıkları incelemeye devam ediyor ve hala keşfedilecek çok şey var.
La Rinconada’da hayat gerçekten ilginç ve zorlayıcı, değil mi? Dünyanın en yüksek yerleşim yerinde yaşamanın getirdiği yükü düşününce, bu halkın dayanıklılığına hayran olmamak elde değil.
Kaynaklar ve İleri Okuma
- B. Fraser, et al. Gold is a toxic lure in the world’s highest settlement. (15 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2024. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- K. Patel, et al. The Highest Settlement in the World . (1 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2024. Alındığı Yer: NASA Earth Observatory | Arşiv Bağlantısı
- K. Jennings. The World’s Highest City Is in Peru. (22 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2024. Alındığı Yer: Condé Nast Traveler | Arşiv Bağlantısı
- M. Enserink, et al. Hypoxia City. (12 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2024. Alındığı Yer: Science Mag | Arşiv Bağlantısı
Yazar Hakkında