Evrim, en basit ifadeyle bir popülasyondaki gen ve özellik dağılımlarının nesiller boyunca değişmesidir. Bu süreci daha iyi anlamak için detaylara ve örneklere geçelim.
1. Popülasyonlar Evrimleşir, Bireyler Değil
Birçok kişi evrimin bireysel bir süreç olduğunu zanneder; fakat evrim, bireylerin değil, popülasyonların geçirdiği bir değişimdir. Bunu şu şekilde açıklayalım:
Bir kurt popülasyonu düşünelim. Kutuplara yakın bölgelerde yaşayan kurtların kalın kürkleri, soğuk hava koşullarında hayatta kalmalarını sağlar. Diyelim ki bir grup kurt sıcak bir bölgeye taşınıyor ve bu yeni bölgede yaşamaya başlıyorlar. Kalın kürk, soğuk iklimlerde avantajlı bir özellik iken, sıcak bölgede kurtları bunaltarak dezavantaja dönüşecektir. Bu popülasyon içinde zamanla daha ince kürke sahip olan kurtlar daha çok hayatta kalıp üreme şansı bulacaktır. Böylece nesiller boyunca, popülasyonun genelinde daha ince kürklü bireylerin oranı da artar. Fakat bu değişim, bireylerin ömrü içinde gerçekleşmez; her nesilde belirli özellikler baskın hale gelir ve popülasyonun özellikleri zamanla değişir. İşte bu değişime evrim denir.
2. Gen ve Özellik Dağılımlarının Değişimi (Türleşme Şart Değil)
Evrimin bir türün başka bir türe dönüşmesi zorunluluğu yoktur. Evrim dediğimizde asıl değişen şey, popülasyon içindeki genlerin veya özelliklerin dağılımıdır. Bir popülasyonun içindeki belirli bir genin oranında değişiklik yaşanması, evrimleşmenin bir örneğidir.
Örneğin, bir bitki popülasyonunda uzun boylu bitkilerin daha fazla güneş ışığı alarak daha fazla tohum ürettiğini düşünelim. Bu durum, uzun boyluluğu sağlayan genin daha avantajlı hale gelmesine neden olur. Zamanla, nesilden nesile uzun boyluluğa sahip olan bireylerin sayısı artar ve bu özellik popülasyonda baskın hale gelir. Bu değişim evrimin bir sonucudur, ancak bu bitki popülasyonu başka bir türe dönüşmüş değildir. Dolayısıyla türleşme, evrim sürecinin olası bir sonucu olsa da evrimin gerçekleşmesi için şart değildir.
3. Nesiller Boyunca Değişim Gerekir
Evrimsel değişim için nesillerin geçmesi zorunludur (en az 1); çünkü bireylerin ömrü boyunca geçirdiği değişimler evrim değil, “gelişimdir”. Bir bireyin neslinden nesline aktarılan özellikleri, onun doğrudan kontrolünde olan bir şey değildir.
Örneğin, bir insan doğduğunda kısa boyluysa ve çocukken bazı besin takviyeleri alıp boyu uzuyorsa, bu değişim evrimsel bir değişim değildir. Öte yandan bir popülasyonda, nesiller boyunca ortalama boy uzunluğunun arttığını düşünelim. Bu değişim, daha uzun boylu bireylerin daha fazla üremesi ve hayatta kalması sonucu ortaya çıkabilir. İşte bu tür bir değişim, evrimsel değişimdir.
4. Canlılık Evrim İçin Şart Değil: Virüsler de Evrimleşir
Evrim sadece canlı varlıklara özgü değildir. Evrimleşebilmek için belirli özelliklerin, nesiller boyunca aktarılabilmesi gerekir. Bu noktada virüsler de evrim geçirebilir. Covid-19 pandemisini hatırlayalım, tüm dünyada ölümlere neden olan pandemide art arda ortaya çıkan virüs varyantları (omicron, delta, alpha, beta) neyi gösteriyordu? Tabii ki, mutasyonu; yani evrimi.
Diğer bir örneği ele alalım; grip virüsü her sene mutasyon geçirir ve yeni özellikler kazanır. Grip virüsü, bağışıklık sistemimizin tanımlayamayacağı şekilde sürekli evrimleşir. Virüsler, canlı sayılmasalar da genetik özelliklerinin nesiller boyunca değişmesiyle evrimleşirler.
5. Türleşme ve Makroevrim: Küçük Değişimlerden Büyük Sonuçlar
Evrim süreci, sıklıkla “bir türün başka bir türe dönüşmesi” olarak anlaşılır. Fakat aslında evrim, küçük değişimlerin birikmesiyle zamanla türlerin farklılaşmasıdır.
Örneğin, çakallar ve kurtlar birbirlerine oldukça benzer canlılardır. Milyonlarca yıl önce ortak bir ataları olduğu düşünülen bu iki tür, zamanla farklı ortamlarda farklı baskılar altında kaldıkları için farklı özellikler geliştirmişlerdir. Çakal popülasyonu sıcak ve açık alanlarda, kurt popülasyonu ise daha soğuk iklimlerde hayatta kalmaya adapte olmuştur. Bu küçük farkların nesiller boyunca birikmesi sonucu, bugün farklı iki tür olarak gördüğümüz kurtlar ve çakallar ortaya çıkmıştır.
Bu küçük genetik değişimlerin birikmesi sonucunda ortaya çıkan büyük farklılaşmalara makroevrim denir. Mikroevrim (yani küçük genetik değişimler) yeterince uzun bir süre biriktiğinde, makroevrimi meydana getirebilir.
6. Fosiller ve Ara Geçiş Türleri: Evrim İçin Ek Kanıtlar
Evrimin kanıtı olarak fosiller sıkça gösterilir; ancak fosiller evrimi anlamak ve kanıtlamak için tek yol değildir. Genetik analizler, tabiat gözlemleri, yaşayan hayvanlar ve bakteriler de evrimin işleyişini gösteren önemli başvuru noktalarıdır.
Örneğin; günümüzde yaşayan balinalarda (92 tür hariç) gerçek işlevini tamamen yirtirmiş (yani körelmiş) femur (uyluk kemiği) ve pelvis (leğen kemiği) kalıntıları bulunur. Bu yapılar, günümüzde yaşayan balinalara atalarından miras kalmıştır. Bu kemikler omurga ile bağı kopmuş halde vücut boşluğu içinde öylece dururlar. Dahası, balinaların pektoral (yani göğüs) yüzgeçlerinin içinde “kolları” vardır. Evet, yanlış okumadınız; bildiğiniz kol! Tıpkı primatlarda ve insanlarda olduğu gibi bu balinaların da kolları ve 5 parmaklı elleri var. İşte bir balina diseksiyonu sonucunda çıkarılan balina elinin görüntüsü:

Günümüzde yaşayan bir Eubalaena‘nın (Gerçek balina) iskelet diyagramı:
Denizde yaşayan bir hayvanın neden kol, uyluk ve leğen kemiği gibi yapılara ihtiyacı olur ki? Cevap çok açık, çünkü balinalar bir zamanlar “karada yaşıyordu”. Bu kemik kalıntıları, balinaların kara hayvanlarından evrimleşerek deniz yaşamına adapte olduğunun en çarpıcı kanıtıdır.
Kaynaklar ve İleri Okuma
- R.L. Millstein. Evolution. (25 Ağustos 2017). Alındığı Tarih: 30 Ekim 2024. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- F.J. Ayala. Evolution. (25 Ekim 2024). Alındığı Tarih: 30 Ekim 2024. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı