Yasal kısıtlamaların gevşemesiyle birlikte bilim insanları, kenevirin yan etkilerinin sınırlı olduğu ve ağrıyı etkili bir şekilde hafiflettiği yönündeki uzun süredir kabul edilen inançları mercek altına alıyor.
ABD’de yaklaşık her beş kişiden biri kenevir kullanıyor. Ancak, bu kadar yaygın bir kullanımına rağmen, kenevirin sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilimsel bilgimiz uzun süre sınırlı kaldı. Son yıllarda kenevir üzerindeki yasal kısıtlamaların gevşemesi, bu bitki hakkında daha önce hiç olmadığı kadar fazla bilgi edinmemizi sağladı.
İnsanlar, 12.000 yıl boyunca keneviri yetiştirdi ve en az 2.500 yıldır psikoaktif bir madde olarak kullandı. Genel kanıya göre, kenevir ağrı, bulantı, kas spazmları, iştah kaybı ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlara karşı güvenli ve doğal bir alternatif sunuyor.
Nitekim, kenevirin kanser kaynaklı ağrıları hafifletmede etkili olduğuna dair kanıtlar mevcut ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), kanser hastalarının bulantı ve kusmalarını hafifletmek için yapay kannabinoid ilaçları onayladı.
Ancak son araştırmalar, kenevirin zararsız olduğuna dair yaygın inancın yanıltıcı olabileceğini gösteriyor. Araştırmalar, kenevirin akciğerler, kalp, sindirim sistemi ve zihinsel sağlık üzerinde beklenenden daha fazla olumsuz etkisi olabileceğini ortaya koyuyor. İşte son yıllarda bu konuda öğrendiklerimiz:
1. Kenevir Gerçekten Ağrıyı Azaltıyor mu?
ABD’de tıbbi kenevir kullanımının en yaygın gerekçelerinden biri ağrı yönetimi. Ancak bilimsel çalışmalar, kenevirin genel ağrıyı azaltmada karışık sonuçlar verdiğini gösteriyor.
2021’de Uluslararası Ağrı Araştırma Derneği, kenevir bazlı ilaçları desteklemeyi reddetti. Araştırmalar, kenevirin bazı ağrı türlerinde plasebo etkisi yaratabileceğini gösteriyor. Bu durum, kenevirin etkili göründüğü bazı durumlarda gerçek etkinin psikolojik beklentiden kaynaklanabileceğini düşündürüyor.
Karolinska Enstitüsü’nden araştırmacı Karin Jensen, “Bir şeyin işe yaradığını bilmek yeterli değil. Neden işe yaradığını anlamamız gerekiyor,” diyerek kenevirin ağrıyı nasıl hafiflettiğinin bilinmemesinin hastalar için en iyi tedavi yöntemini belirlemeyi zorlaştırdığını vurguluyor.
2. Kenevir Zararsız Değil
Epidemiyolog Deborah Hasin, kenevirin opioidler kadar tehlikeli olmadığını belirtiyor, ancak “fiziksel ve psikolojik sağlığa başka birçok olumsuz etkisi olabilir” diyor.
Son yıllarda kenevir türlerinin eskiye kıyasla çok daha güçlü hale geldiğini belirten uzmanlar, günlük kullanımda halüsinasyonlar, paranoya ve bağımlılık gibi yan etkilerin daha sık görülebildiğini ifade ediyor.
3. Kenevir Kullanımına Bağlı Nadir Bir Sendrom Artıyor
2004’te tanımlanan Kannabinoid Hiperemezis Sendromu (CHS), düzenli kenevir kullanımının nadir ama ciddi bir yan etkisi. Tekrarlayan bulantı, kusma ve şiddetli karın ağrılarıyla kendini gösteren bu durum, son yıllarda acil servislere başvuran milyonlarca kişiyi etkiliyor.
Uzmanlara göre, bu durum ABD’de yılda yaklaşık 2,75 milyon kişiyi etkiliyor. En büyük risk faktörü ise yıllarca süren günlük veya sık kenevir kullanımı. CHS’nin uzun vadeli çözümü, keneviri tamamen bırakmak.
4. Kenevir Kalp Sağlığını Etkiliyor
Kenevirdeki THC, kan akışını etkileyerek kalp problemlerine yol açabilir. Düzenli kenevir kullanan kişilerde kalp krizi ve felç riski sırasıyla %25 ve %42 oranında artabiliyor.
Sigara içerek THC’yi alan kişiler, dumanın içeriğindeki partiküller nedeniyle ek kalp hastalığı riski taşıyor.
5. Kenevir Türleri Hakkında Yanılgılar
Kenevir türleri genellikle “indica” ve “sativa” olarak sınıflandırılır; indica’nın sakinleştirici, sativa’nın ise enerjik etkiler sunduğu düşünülür. Ancak araştırmalar, bu sınıflandırmaların büyük ölçüde anlam taşımadığını ortaya koyuyor.
Bilim insanları, iki tür arasında belirgin kimyasal ya da genetik farklar olmadığını belirtiyor. Bu da tüketicilerin yanıltıcı bilgilere maruz kaldığını gösteriyor. Uzmanlar, sektörde daha doğru adlandırma ve düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Kenevirle ilgili bilimsel anlayışımız genişledikçe, bu bitkinin hem potansiyel faydalarını hem de risklerini daha iyi kavramaya başlıyoruz. Ancak, bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu açık.
Kaynaklar ve İleri Okuma
- A. Yang. 5 recent scientific findings that change what we know about cannabis. (19 Aralık 2024). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2024. Alındığı Yer: National Geographic
Yazar Hakkında










