Mewing nedir ve neden bu kadar popüler hale geldi? İnternette dolaşırken ya da sosyal medyada sık sık karşımıza çıkan bu teknik, yüz şeklimizi değiştireceği vaadiyle büyük bir ilgi gördü. Peki, bu gerçekten bilimsel bir yaklaşım mı yoksa sahtebilimin bir örneği mi? Ayrıca, Dr. John Mew adını sık sık duyuyoruz, ama onun lisansının iptal edilmesine kadar giden sürecin arkasında ne var?
Mewing Nedir?
Mewing, aslında dilin doğru pozisyonlandırılması ile ilgili bir tekniktir. Bu terim, İngiliz ortodontist Dr. John Mew tarafından geliştirilmiş ve adını onun soyadından almıştır. Basitçe açıklamak gerekirse, mewing, dilimizi üst damağımıza doğru yerleştirerek yüz ve çene yapımızı olumlu yönde değiştirebileceğimizi iddia eder. Bu teknik, özellikle genç bireyler arasında popüler hale gelmiş ve sosyal medyada bir trend haline gelmiştir. Birçok kişi, mewing yaparak daha belirgin bir çene hattına ve daha estetik bir yüz yapısına sahip olabileceklerine inanıyor. Peki, bu iddialar ne kadar doğru?
Mewing savunucuları, dilin doğru yerleşimi sayesinde yüz kaslarının ve kemik yapısının zamanla şekilleneceğini, bu durumun da çene hattını güçlendireceğini ve yüz simetrisinin iyileşeceğini öne sürüyorlar. Özellikle TikTok ve YouTube gibi platformlarda “mewing öncesi ve sonrası” fotoğraflarıyla bu teknik büyük ilgi gördü. Ancak, burada durup düşünmemiz gerek: Bu tekniğin arkasında gerçek bir bilimsel dayanak var mı?
Mewing Hareketi Nasıl Yapılır?
Mewing’in temel ilkeleri oldukça basit görünse de uygulamada sürekli dikkat gerektiriyor. İşte bu hareketin dört ana ilkesi:
1. Dilin Üst Damağa Yerleştirilmesi
Mewing tekniğinin merkezinde dilin doğru pozisyonu bulunur. Dr. John Mew ve destekçileri, dilin tamamının (özellikle dilin arka kısmının) üst damağa doğru sıkıca yerleştirilmesi gerektiğini vurgularlar. Bu pozisyonun, dilin yüz kasları ve çene kemikleri üzerinde bir baskı yaratarak zamanla çene hattını güçlendirdiği iddia edilir. Ancak, dilin sadece ucu değil, tamamının damakla temas halinde olması gerektiği belirtilir. Başlangıçta, özellikle dilin arka kısmını damakla temas ettirmek zor olabilir ve bu pozisyonu korumak alışkanlık gerektirir.
2. Ağzın Kapanış Pozisyonu
Mewing sırasında ağız tamamen kapalı olmalı ve dudaklar rahatça birbirine değmelidir. Ancak, bu kapalı pozisyonda dişlerin birbirine değmemesi gerektiği önemle vurgulanır. Yani, dişler arasında hafif bir aralık olmalı ve çene kasları doğal bir pozisyonda tutulmalıdır. Bu sayede, çene ve yüz kaslarının fazla gerilmesi ya da kasılması engellenir.
3. Doğru Nefes Alışkanlığı
Mewing’in bir diğer önemli ilkesi burundan nefes almaktır. Mewing savunucuları, burundan nefes almanın yüz gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğunu savunur. Ağızdan nefes almanın, özellikle çocuklarda yüz ve çene yapısını olumsuz etkilediği ve çene geriliğine neden olduğu iddia edilir. Mewing, bu sorunu ortadan kaldırmak ve sağlıklı bir çene yapısı geliştirmek için burundan nefes almayı teşvik eder. Burun solunumu, aynı zamanda genel sağlık açısından da daha faydalı bir solunum şekli olarak bilinir.
4. Dik Duruş ve Baş Pozisyonu
Mewing tekniği yalnızca dilin pozisyonuyla sınırlı değil, aynı zamanda vücut duruşu ve başın doğru pozisyonu da bu hareketin bir parçası. Mewing savunucuları, başın dik tutulmasını ve çenenin hafifçe geriye doğru çekilmesini önerirler. Bu pozisyonun, hem dilin damakta doğru şekilde konumlanmasına yardımcı olduğu hem de boyun ve omurga sağlığına katkıda bulunduğu düşünülür. Yanlış duruş ve baş pozisyonu, çene yapısına ve solunum yollarına zarar verebilir, bu nedenle doğru postürün önemi vurgulanır.
Mewing Tekniğinin Uygulanması
Mewing’in bu dört ana ilkesi, zamanla uygulandığında yüz şeklinin olumlu yönde değişeceği vaadini taşır. Ancak, mewing hareketinin sonuçları genellikle kısa vadede gözlemlenmez. Destekçileri, bu teknikten fayda görmek için aylarca, hatta yıllarca düzenli bir şekilde uygulanması gerektiğini iddia ederler. Ayrıca, bu teknik özellikle büyüme çağındaki bireylerde etkili olabileceği savunulsa da, bilimsel kanıtlar bu iddiaları güçlü bir şekilde çürütmektedir.
Mewing ve Sahtebilim
Mewing, her ne kadar cazip görünse de, bu tekniğin bilimsel olarak kanıtlanmadığını unutmamalıyız. Bu tür “sözde bilimsel” yaklaşımlar, genellikle çok basit bir çözüm sundukları için popüler hale gelirler, ancak arkasında yeterli bilimsel ve tıbbi kanıt bulunmaz. Sahtebilim, bilimsel gibi görünen ancak bilimsel metodolojiye dayanmayan bilgi ya da uygulamaları ifade eder. Mewing de sahtebilim örneklerinden biri olarak değerlendirilebilir.
Mewing savunucuları, dilin üst damağa doğru baskı yapmasının zamanla yüz kemiklerini şekillendireceğini iddia ediyor. Ancak, bu iddiaları destekleyen uzun vadeli, kontrollü bilimsel çalışmalar bulunmuyor. Diş hekimliği ve ortodonti alanında uzman olan bilim insanları, kemik yapısının bu kadar basit bir teknikle değişmeyeceğini vurguluyorlar. Özellikle ergenlik dönemini geçmiş bireylerde, kemik yapısında bu tür değişimlerin doğal yollarla gerçekleşmesi pek mümkün değil.
Dr. John Mew’in savunduğu teoriler arasında ortotropi adı verilen bir kavram da bulunuyor. Ortotropi, yüz kemiklerinin büyümesinin dilin pozisyonuna bağlı olduğunu ve çene yapısının bu teknikle düzeltilebileceğini iddia ediyor. Ancak bu teori de yaygın olarak kabul edilen ortodonti ilkeleriyle çelişiyor. Dolayısıyla, mewing’in bilimsel bir temeli yoktur. Bilimsel temeli olmadığı gibi, yüz kemiklerini şekillendirdiği iddiası da oldukça dayanaksız kalıyor.
Dr. John Mew’in Diş Hekimliği Lisansının İptali
Dr. John Mew’in ortodonti alanındaki bu tartışmalı görüşleri, onu ortodonti dünyasında dışlanmış bir figür haline getirdi. Dr. John Mew, İngiltere’de lisanslı bir ortodontist olarak görev yaparken, bilim camiasıyla ters düştüğü birçok noktada eleştirildi. Ortotropi ve mewing gibi teorileri yaygın bilimsel uygulamalara aykırı bulunmuştu. 2021 yılında Britanya Genel Diş Konseyi, Dr. Mew’in diş hekimliği lisansının iptal edildiğini duyurdu. Bu iptalin nedeni, mewing ve ortotropi gibi bilimsel temele dayanmayan yaklaşımları yaygınlaştırması ve bunu tıbbi bir uygulama olarak sunmasıydı.
Dr. Mew’in lisansının iptal edilmesi, onun teorilerinin güvenirliği konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu. Özellikle diş hekimliği ve ortodonti alanındaki uzmanlar, bu tür tekniklerin insanlara yanlış umutlar verdiğini ve sağlıklı bir ortodontik tedavi yerine alternatif yöntemlere yönlendirmenin tehlikeli olabileceğini belirtiyorlar.
Mewing Tekniğinin Sözde Faydaları
Mewing savunucuları, bu tekniğin çeşitli faydalar sunduğunu iddia ederler. Bu iddialar arasında en yaygın olanları:
- Çene hattının belirginleşmesi: Dilin sürekli olarak üst damağa baskı yapmasının çene hattını keskinleştireceği öne sürülür.
- Yüz simetrisinin iyileşmesi: Dilin doğru pozisyonda durmasının yüz kaslarını dengeli bir şekilde çalıştırarak simetriyi artıracağı iddia edilir.
- Daha iyi bir duruş: Mewing’in, dilin konumuna bağlı olarak boyun ve baş duruşunu iyileştireceği ve bu sayede genel postürün daha sağlıklı olacağı söylenir.
- Diş sıkma (bruksizm) gibi problemlerden kurtulma: Dilin uygun konumda olması sayesinde, çene kaslarının rahatlayacağı ve diş sıkma gibi sorunların azalacağına inanılır.
Bu iddialar kulağa hoş gelse de, bilimsel olarak desteklenmediği için bu tür faydaların garanti edilmesi mümkün değildir. Üstelik, bu faydaları elde etmeye çalışan bireyler, mewing uygularken bazı potansiyel risklerle de karşı karşıya kalabilirler.
Mewing Tekniğinin Potansiyel Riskleri
Mewing’in cazip görünmesine rağmen, bu tekniği uygulayan bireyler için bazı riskler de söz konusu olabilir. Özellikle, yanlış uygulanması durumunda bu teknik çene ve yüz kasları üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. İşte mewing’in olası riskleri:
- Çene kaslarında aşırı yüklenme: Dil sürekli olarak üst damağa baskı yaparken, çene kasları yanlış şekilde çalışabilir ve bu da kas yorgunluğuna, hatta kas ağrılarına yol açabilir.
- Çene hizasında bozulmalar: Mewing’in yanlış uygulanması, çene hizasında dengesizliklere ve yanlış kapanışlara (maloklüzyon) neden olabilir. Bu da ileride ciddi ortodontik sorunlara yol açabilir.
- Ağzın iç yapısında deformasyon: Dilin sürekli baskı uyguladığı üst damağa zarar verebilir ve damak yapısında deformasyonlar ortaya çıkabilir.
- Yanlış umutlar ve gecikmiş tedavi: Mewing gibi bilimsel temele dayanmayan teknikler, insanların asıl tedavi olmaları gereken diş ve çene sorunlarını ihmal etmelerine neden olabilir. Bu da tedavi sürecini geciktirir ve sorunları daha da kötüleştirebilir.
Sonuç
Mewing, her ne kadar sosyal medyada büyük bir ilgi görse de, bilimsel temele dayanmayan bir tekniktir. Dr. John Mew’in lisansının iptali ve teorilerinin ortodonti camiası tarafından kabul görmemesi, bu tekniğin güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Bizler, herhangi bir tıbbi teknik ya da tedavi yöntemine başvurmadan önce, mutlaka bu yöntemin bilimsel dayanaklarına dikkat etmeliyiz.
Mewing gibi teknikler, kısa sürede popülerlik kazanabilir ve insanlar üzerinde etkileyici bir “öncesi-sonrası” etkisi yaratabilir. Ancak unutmamalıyız ki, sağlığımız söz konusu olduğunda bu tür sözde bilimsel yaklaşımlar bizi yanıltabilir ve uzun vadede daha ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Sağlıklı bir çene ve yüz yapısı için, her zaman bir ortodonti uzmanına başvurmak en doğru yol olacaktır.
Kaynaklar ve İleri Okuma
- P. N. Huntley. Orthotropics: Will We Never Be Free?. (2014). Alındığı Tarih: 17 Ekim 2024. Alındığı Yer: British Dental Journal | Arşiv Bağlantısı
- W. Brennan. How Two British Orthodontists Became Celebrities To Incels. (2020). Alındığı Tarih: 17 Ekim 2024. Alındığı Yer: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
- J. Archibald. Does mewing work? What the research says. (2020). Alındığı Tarih: 17 Ekim 2024. Alındığı Yer: MedicalNewsToday | Arşiv Bağlantısı
- S. Evans. GDC reprimands 81-year-old dentist over ‘whistleblowing’ advert. (2010). Alındığı Tarih: 17 Ekim 2024. Alındığı Yer: Dentistry | Arşiv Bağlantısı