Bilim insanları, dinozorları yok eden 10 kilometre çapındaki dev asteroitlerin aksine, çok daha küçük boyutlu olan ancak etkileriyle dikkat çeken asteroitleri araştırıyor. Bir otobüs büyüklüğündeki asteroitlerin birkaç yılda bir Dünya’ya çarpabileceği tahmin ediliyor. Bu tür çarpışmalar, 1908’de Sibirya’da ve 2013’te Çelyabinsk’te olduğu gibi geniş bölgelere yayılan şok dalgaları yaratabiliyor.
MIT’den astronomlar, Mars ile Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında yer alan ve çapı 10 metreye kadar düşen en küçük asteroitleri tespit etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Çalışmanın baş yazarı Artem Burdanov, bu yöntemin gezegenimizi potansiyel tehlikelere karşı koruma konusunda devrim yaratabileceğini belirtiyor:
Daha önce küçük asteroitleri yalnızca Dünya’ya çok yaklaştıklarında fark edebiliyorduk. Artık onları uzaktayken bile tespit edebiliyoruz. Bu, yörünge takibi için kritik bir adım.
Ana Kuşaktaki En Küçük Asteroitler Keşfedildi
MIT ekibi, geliştirdikleri yöntemle ana asteroit kuşağında çapı birkaç on metre olan 138 yeni asteroit keşfetti. Daha önce bu kuşaktaki en küçük asteroitler yaklaşık bir kilometre çapındaydı. Araştırma, Nature dergisinde yayımlandı ve çalışmanın yazarları arasında MIT’den Julien de Wit ve Richard Binzel de yer aldı.
Bu yeni asteroitler, otobüs büyüklüğünden birkaç stadyum genişliğine kadar değişen boyutlara sahip. Araştırmacılar, bu küçük asteroitlerden bazılarının gelecekte Dünya’ya yakın cisimler (NEO) haline gelebileceğini, bir tanesinin ise Jüpiter’in Truva asteroitleri arasında yer alma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
James Webb ve Yeni Nesil Teknolojilerle Keşif
Araştırma ekibi, asteroitleri tespit etmek için TRAPPIST-1 sistemine odaklanan teleskoplardan ve James Webb Uzay Teleskobu’ndan elde edilen verileri kullandı. James Webb’in kızılötesi algılama yetenekleri, ana asteroit kuşağındaki küçük gök cisimlerini daha kolay tespit etmeye olanak tanıdı.
Araştırma ekibi, 10.000’den fazla görüntüyü işleyerek sekiz bilinen asteroidi doğruladı ve yeni asteroitleri haritalandırdı. MIT’den Samantha Hassler ve diğer ekip üyeleri, bu iş için son teknoloji GPU’lar kullanarak büyük miktarda görüntü verisini hızlıca işledi.
Julien de Wit, bu keşiflerin ne kadar önemli olduğunu şu sözlerle vurguluyor:
Beklediğimizden çok daha fazla nesne keşfettik. Bu, verileri farklı bir şekilde değerlendirmenin ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Asteroitlerin Evrimsel Hikâyesi
Bu küçük asteroitler, Güneş Sistemi’nin erken dönemlerindeki oluşum süreçlerine dair önemli bilgiler sunuyor. Ayrıca, Dünya’ya yaklaşma ihtimali olan cisimleri daha erken fark etme yeteneği, gezegenimizin korunmasında büyük bir adım olarak görülüyor.
Burdanov, bu keşiflerin önemini şu sözlerle özetliyor:
Bu yöntem, modern teknolojilerle neler başarabileceğimizi gösteriyor. Bazen sadece bakış açınızı değiştirmeniz yeterli.
Bu araştırma, sadece asteroitlerin takibi için değil, Güneş Sistemi’nin derinliklerinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen sırları çözmek için de yeni bir pencere açıyor.
Kaynaklar ve İleri Okuma
- A.Y. Burdanov, et al. JWST sighting of decameter main-belt asteroids and view on meteorite sources. (9 Aralık 2024). Alındığı Tarih: 13 Aralık 2024. Alındığı Yer: Nature
Yazar Hakkında










